11 Nisan 2017 Salı

Empress Ki

Uzun, çoookkk uzun hatta neredeyse 1 yıl aradan sonra tekrar geri döndüm. Bu kadar uzun ara vermemin geçerli sebepleri vardı ancak tabi bunlar önemli değil :). En azından sizin için. Bu kadar aradan sonra dönüşüm muhteşem olsun istedim ama sevgili MBC sağ olsun bu biraz zor olacak. Koskoca efsaneler efsanesi bir dizi yapıyorsun ancak karakter afişlerinde olabildiğince cimri davranıyorsun. Koskoca MBC'sin sen kendine gel... Demek istediğim karakterlerin istediğim gibi afişlerini bulamamış olmaktan çok muzdaribim. Bundan dolayı böyle efsane bir diziyi maalesef yeterince estetik bir şekilde sizlere sunamayacağım. Gerçek bir tarihsel olayın kurgulandığı, dopdolu 51 bölümle sizi bambaşka bir dünyaya götürecek olan bir efsane. Tarihi diziler arasında tartışmasız ilk sırada yer alıyor tabi ki benim için. Hala izlemeyen arkadaşlarımız varsa, acaba ne izlesem diye düşünmeyi bıraksınlar ve google amcamıza 'Empress Ki 1.bölüm izle' yazıp aratsınlar. Tarihi dizi sevmem diyenlerin dahi zevkle izleyeceklerini düşündüğüm bir yapımdır.


2014 yapımı olan dizimiz Goryeo'da doğup büyüyen ancak Yuan İmparatorluğuna köle olarak gidip, İmparatoriçeliğe kadar yükselen savaşçı bir kadını anlatıyor. Gerçek bir hikayeye dayana bu tarihi kurgunun her bölümü bir diğerinden daha heyecanlı. Toplamda 51 bölüm olması gözünüzü korkutmasın. Ben finaline bir hafta kala başlamıs ve 50 bölümü bir haftada izleyip final bölümüne yetişmiştim :), Tabi benim dizi izleme standardım çok farklı, zira ekranın karşısında kendimi kaybediyorum :D.  Konuyu biraz daha açacak olursak, Nyang isimli hanım kızımız küçüklüğünden beri erkek kılığında yaşamış ve o zamanın sokak çetelerinin başında yer alan bir kızımızdır. Goryeo en zor dönemlerini geçirmekte, neredeyse Yuan İmparatorluğu'nun sömürgesi olmaktadır. Goryea'nun başına geçen genç kral bu düzeni bozmak ve ülkesini eski gücüne kavuşturmak ister. Ancak sarayın içindeki Yuan taraftarı saray mensupları bunu engellemek için çeşitli komplolar kurarlar. Yuan'ın başında ise henüz çocuk denecek yaşta bir imparator vardır. Üstelik bu çocuk oldukça da hastadır. Bundan dolayı ülkeyi imparator naibi sıfatıyla Yeon Chul adında oldukça tehlikeli bir adam yönetmektedir. Çocuk imparatorun ağabeyi Ta Hwan, naip tarafından Goryeo'ya sürgün gönderilir. Amaç Ta Hwan'ı Goryeo topraklarında öldürüp bundan da Goryeo kralını sorumlu tutmak ve bir savaş başlatmaktır. Ancak naibin hesaplamadığı bir şekilde prens, Nyang ve Goryeo kralı sayesinde hayatta kalır ve bu arada çocuk imparator ölür. Yeon Chul kendi kızıyla evlenmesi ve devlet işlerine karışmaması şartıyla Ta Hwan'ı imparator yapar. Bu olaylardan sonra Nyang'ın kimliği açığa çıkar ve Yuan'a köle olarak gitmek zorunda kalır. Asıl amacı intikam almak olan kızımız hizmetçi olarak girdiği sarayda çeşitli olaylar sonucu imparatoriçe olmayı başarır. Dizimizin en genel şekildeki tanıtımı böyle. Etkileyici olay örgüsü, şahane karakterleri ve en önemlisi de efsane kadrosuyla dizimiz izleyenlerin beklentilerini oldukça aşıyor. MBC 'nin cimriliği nedeniyle oldukça daralan karakter analizine geçelim.


 Ki Seung Nyang (Ha Ji Won) küçüklüğünden beri çeşitli zorluklar yaşamış ve bunun sonucunda da oldukça güçlü bir karaktere sahip olmuş savaşçı bir kızımızdır. Annesinin ölmesi sonucu küçükken kaybettiği babasının hayatta olduğunu öğrenip onu aramaya başlamıştır. Babasını uzun yıllar sonunda bulmuş ve onun bir komutan olduğunu öğrenmiştir. Ancak bundan kısa bir süre sonra Yuan Prensi Ta Hwan tarafından babasına iftira atılmış ve babası öldürülmüştür. Kızımızda babasının intikamını almak ve Ta Hwan'ı öldürmek için Yuan sarayına hizmetçi olarak girer. Ancak olaylar hiç de onun planladığı şekilde gitmez.

Şahsen ben Nyang karakterine çok saygı duysam da kendisini hiç sevemedim. Amaçları uğruna gözünü o kadar karartıp kendisini her şeyden çok seven insanın bile sonu oldu. (Hmm spoiler mı verdim acaba :))




Ta Hwan (Ji Cahng Wook) ,)hiç bir şekilde bir imparator vasfına sahip olmayan, çocukluğundan beri sarayda bir esirden farkı olmadan yaşamış hatta İmparator Naibi Yeon Chul'un yasaklamasıyla okuma yazma dahi öğrenememiş zavallı imparatorumuzdur kendisi. Korkaklığı yüzünden Nyang'ın babasına iftira atmış ve bu şekilde hayatta kalmıştır. Zavallı imparatorumuz Yeon Chul'un gaddarlığının, üvey annesi Ana İmparatoriçe'nin entrikalarının ve çok sevdiği Nyang'ın güç kazanmak için çevirdiği dolapların arasında sıkışıp kalmıştır.


Bütün dizi boyunca bu zavallımın yüzü bir türlü gülmedi. Üstelik yine en sonunda en büyük kazığı da en yakınındaki kişiden yedi. Ji Chang Wook'un çok dizisini izledim ama bu kadar çaresiz bu kadar zavallı olduğu başka bir karakter daha yok. Hatta genel olarak aksiyon dizilerinin havalı adamıdır kendisi. Ama bu rolü inanılmazdı...




Wang Yoo (Joo Jin Mo), Goryeo'nun idealist genç kralı olur kendileri. Ülkesini düştüğü durumdan kurtarıp eski güçlü zamanlarına döndürmek ister ancak bu uğurda çok şey kaybeder. Bir kralda olması gereken bütün vasıflara sahiptir. Güçlüdür, zekidir, adaletlidir ve hayranlık uyandıracak bir karakteri vardır. Bu yüzden de Nyang'ın önce hayranlığını sonra sevgisini kazanır ancak ülkesi için verdiği savaşın sonucunda onu kaybeder.



Yani ne kadar mükemmel gibi gözükse de ben bu kralı da pek sevemedim. Yani açıkçası Ta Hwan karakterinin olduğu yerde bu kral pek sevilemez gibi :). Tabi bu benim şahsi fikrim.



Şimdi de diğer karakterlerimizi maalesef görselleri olmadan tanıtmaya çalışacağım.

Yeon Chul (Jun Gook Hwan), gençliğinden beri ülkesine hizmet etmiş ancak sahip olduğu güç sonrası kibrine yenilmiş biridir. Gücün gözünü kör etmesiyle sarayı kontrolü altına almaya çalışmış büyük ölçüde bunu başarsa da sonunda herkesin hem korktuğu hem de nefret ettiği biri olmuştur.


Danashiri (Baek Jin Hee), naip Yen Chul'un kızıdır. Babasının yaptığı anlaşma sonucu Ta Hwan'la evlenip imparatoriçe olur ve sarayı bir yandan da o birbirine katar. Oldukça kibirli, bencil ve babasının gücüne güvenen biridir.

Her nekadar canlandırdığı karakter oldukça sevimsiz olsa da Baek Jin Hee oldukça sevimli bir insan :). Hatta o kadar kötü ar bir rol canlandırıp bu kadar sevilebilen tek kişi herhalde.


Baek Ahn (Kim Young Ho), Yuan komutanlarından biridir. Çıkarına göre hareket eden biri gibi görünse de özünde sadık bir insandır. Ancak körü körüne bağlı olduğu bazı inançları yüzünden o da yanlış yollara sapmış ve bunun bedelini de ödemiştir.


Tal Tal (Jin Yi Han), Baek Ahn'ın yiğeni ve o da komutandır. Amcasının aksine dahi derecesinde zeki ve gözlem yapmayı çok iyi bilen her zaman haklı tarafın yanında yer alan bilge bir karakterdir.

Bence dizinin en karizmatik ve hayranlık uyandıran karakteridir kendileri. Asla doğru olandan şaşmayan bir insan. Benim dizide en sevdiğim karakterdir kendisi.



Evet elimizdeki imkanlarla kısaca karakter tanıtımlarını da yaptık. Ben izlemenizi kesinlikle tavsiye ederim. Hatta dizinin son bölümlerinde aynı düşmana karşı birlik olan insanların, o düşman ortadan kalktığında  kendi çıkarları uğruna birbirlerine nasıl ihanet ettiğini çok güzel bir şekilde anlatmışlar.

Bu kadar şahane bir dizi hakkında yazmak istediğim çok şey olsa da okuyanları sıkmamak ve heveslerini kaçırmamak için kendimi tutuyorum :). Umarım en kısa zamanda yeni bir incelemede görüşmek üzere hoşça kalın... 

9 Haziran 2016 Perşembe

Please Come Back Mİster

Eveett gençler... Bunca yıldır dizi izleyicisiyim ancak kendi türünde böyle efsane bir dizi daha izlemedim. Bence 2016 yılının ki daha yarısındayız hem kadro olarak hemde konu olarak en şahane yapımı. Tabi yılın geri kalan yarsında gelecek olan güzel görünümlü diziler var. Ancak ben gelecekten değil şu andan konuşuyorum. Dizimiz final yapalı 1.5 ay falan oldu sanırım. Ben izleyeli de 2 hafta falan oluyor. Şimdiye kadar izlediğim diziler içerisinde gerçekten konu olarak izlediğim en farklı dizidir kendisi. Kadro ve oyunculukları eleştirmek bana düşmez zaten haddim değil. Oyuncuların tamamı işini layıkıyla yapan ve belirli bir etikete sahip kişiler. Yani bu diziyi nasıl övsem bilemiyorum. Şu 10 yıl içinde dünya kadar dizi izledim. Sayısını gerçekten bilmiyorum ancak gerçekten ve gerçekten böyle king olan çok az sayıda dizi var ki komedi tarzında zaten hiç yok neredeyse. İlk aklıma gelen bir My Girl Friend is a Gumiho var ki onun incelemesi de ilereyen günlerde gelecek :). Neyse dizi övmeyi bırakıp içeriğe geçelim biraz.



Dizimizin ana karakterlerinin ikisi de erkek. Yani baş rollerimiz iki erkek karakter. Bu karakterlerimizden bir tanesi (Kim Young Soo), lüks bir markanın mağaza müdürü ve aşırı işkolik biridir. Normal standartlarda bir görünüşe sahip olan Young Soo'nun eşi oldukça  güzel ve hoş biridir. Birbirini seven bu çiftin evlilik yıl dönümlerinde olanlar olur. Acil bir toplantı yüzünden yıl dönümü kutlamasına gidemeyen Young Soo  toplantı çıkışı bir kaza sonucu hayatını kaybeder.
Diğer baş rolümüz olan (Han Gi Tak) ise eski bir mafya üyesi olan bir şeftir. Kendi restaurantı olan şefimizin mafya ile ilişkileri maalesef tamamen kesilmemiştir. İlk aşkı ve hapse girmesine sebep olan kişiden aldığı mesaja kadar kendi halinde bir hayatı olan Gi Tak'ın başı bu mesajla belaya girer ve oda bir kaza sonucu hayatını kaybeder.
Şimdi diyeceksiniz ki bu adamlar öldü peki dizi nasıl gidecek :). İşte dizimiz asıl böyle başlıyor gençler.
İki karakterimizin de dünyada yarım bıraktıkları işleri olduğu için, cennete giden trenden atlarlar ve tekrar dünyaya gelmek için ilgili mercilere baş vururlar:). Haklı bulunan karakterlerimize dünyadaki işlerini tamamlamaları için 2 aylık bir süre verilir. Ancak dünyaya kendileri olarak dönemeyeceklerdir. Yani farklı bir görüntüye sahip olacaklardır ve asla kendilerini açığa çıkaramayacaklardır. Yoksa oldukça korkunç bir ceza alırlar. Buraya kadar da sıkıntı yok, ancak dünyaya dönen karakterlerimizden biri oldukça yakışıklı ve çekici bir erkek olurken diğeri oldukça güzel ve çekici bir kadın olarak döner :). Şu kaderin cilvesine bakın ki kadın olarak dönen karakterimizde eskinin mafyası şimdinin şefi olan Gi Tak'tır :D. Gi Ta'ımızın kadın hali gerçekten izlemeye değer. En büyük savaşı da tabi ki topuklu ayakkabılarla oluyor :D. Evet birbirinden ilginç karakterlerimize geçelim. Başta da dediğim gibi efsane bir kadro bizi bekliyor :).








Kim Young Soo (Kim In Kwon), kendisi bir mağazanın müdürü olan ancak çalıştığı yerde oldukça ezilen, aşırı çalışmaktan yemek dahi yiyemeyen biridir. Mutlu bir ailesi olmasına rağmen maddi açıdan sıkıntılar çeker ve bu yüzden işini kaybetmemek için herkesten daha fazla çalışır. Hatta öyleki bu kadar sıkı çalışmak hayatına mal olur.















Lee Hae Joon (Rain), bu kişi aslında Young Soo'nun çalıştığı mağazanın sahibinin evlilik dışı olan oğludur ve mağazanın yeni yönetici olarak yurt dışından Kore'ye dönmektedir. Ancak yapılan bir yanlışlık sonucu Young Soo bu kişinin görünüşüyle dünyaya döner ve onun yerine geçmek zorunda kalır. Ve bu şekilde hem eşine yakın olur hemde ölümü arkasındaki sırrı ortaya çıkarır. Gerçek Hae Joon'a ne olduğunu görmek için bölüm sonundaki kısa sahneleri izleyin :).













Han Gi Tak (Kim Soo Ro), eskiden olan olaylar yüzünden genç yaşta suçlu konumuna düşmüş ve daha sonrada mafyaya karışmış biridir. Ancak şef olarak oldukça mütevazı bir hayat sürer. Yine de mafya ile tüm bağlarını koparamamıştır. İlk aşkından gelen bir mesajla bütün hayatı tekrar değişir. Hatta bu mesaj yüzünden hayatını kaybeder. Kendisine zamansız öldüğü için dünyaya dönme izni verilir ancak küçük bir sürpriz yaşar :).













Han Hong Nan (Oh Yeon Seo), bu kişi de Han Gi Tak'ın dünyaya dönmüş şeklidir. Kendisinin kadın
bedeninde erkek olması oldukça komik, hele hele eski bir boksör ve mafya üyesi olması ise işleri iyice kahkaha sınırına getiriyor. Oldukça sadık ve fedakar kişiliği ise değişmeyen özelliği. Sevdiği insanlar için canını bile verir ki zamanında verdi zaten :). Hae Joon ile olan kankalıkları ise beni benden alan diğer bir konu. İkilinin sahnelerini izlemek oldukça eğlenceli ve kahkaha garantili :).














Shin Da Hye (Lee Min Jung), bu kişi ise Young Soo'nun eşidir. Yüzünün güzelliği kalbine yansımış diyebiliriz aslında. Eşinin ölümüyle ayakta kalmaya çalışan bir kadındır.Hem kızının hem de Young Soo'nun babasının sorumluluğu omuzlarındadır ve bu yüzden gururunu hiçe sayarak Young Soo'nun ölmeden önce çalıştığı mağazada çalışmaya başlar. Bu yüzden yasını bile yeterince tutamaz.















Song Yi Yeon (Lee Ha Nui ), kendileri Gi Tak'ın ilk aşkı ve ölümünden dolaylı yoldan da olsa sorumlu kişidir. Kendisi ünlü bir oyuncuyken psikopatın biriyle evlenmiştir. Tabi adamın psikopat olduğu sonradan ortaya çıktı :). Boşandıktan sonra eski işine geri dönmeye çalışır ancak eski eşi kendisine hayatı zindan etmeye kararlıdır. Bu yüzden yeniden kendisini toparlamada ki en büyük yardımcısı Han Hong Nan'dır. Hong Nan kendisini Gi Tak'ın kız kardeşi olarak tanıtır ve her türlü zorlukta Yi Yeon'un yanında olur. İkisinin arkadaşlıkları da gerçekten izlemeye değer :).














Cha Jae Gook (Choi Won Young), kendileri Yi Yeon'un psikopat kocasıdır aynı zamanda tesadüfe bakın ki Young Soo'nun çalıştığı mağazanın sahibi olan şirketin varisidir de. Yani iki koldan bizim muhteşem ikili kendisine düşmandır :). Aslında bence oldukça huysuz bir çocuk gibi bir karakteri var. Biraz tehlikeli ve huysuz bir çocuk...
















Jung Ji Hoon (Yoon Park), bu kişi de Young Soo'nun iş yerinden oldukça yakın bir arkadaşıdır. Dizinin başından beri sevmediğim, bana biraz sinsi gelen bir karakterdi ki ilerleyen bölümlerde gerçek yüzü ortaya çıktı. Kendisi hakkında söylenecek çokta bir şey yok. Hae Joon ile olan rekabeti dışında çokta ciddiye alınacak biri değil.















Evet dizi farklı olunca karakterleri de çok oluyor :). Aslında yazamadığım oldukça güzel karakterler var özellikle Gi Tak'ın tayfası oldukça ilgi çekici karakterlere sahip ancak onları da yazarsam herhalde bu yazı sabaha kadar bitmez :). Eee okuyanları da sıkmamak gerek. Dizimiz benim favorilerim arasında çoktan yerini aldı. Hatta efsaneler sayfasına bile adını yazdırmayı başardı. Rain'in askerden asıl dönüşü bence bu diziyle oldu. Önceki My Lovely Girl dizisini saymıyorum ben, bana göre vasatın azıcık üzerinde bir diziydi. Dizimizin şansız olduğu kısım Desceandats of the Sun adlı diziyle aynı yayın zamanında yayınlanması. Bu yüzden istenilen ve hak ettiği reytinge ulaşamadı. Ama olsun oda bizim gönlümüzün birincisi :). Neyse gençler sözün özü şöyle efsane bir dizi izleyeyim de aklımdan çıkamasın ve bol bol Rain'e doyayım diyorsanız izleyin hatta sakın kaçırmayın:).





Evet bir incelemenin daha sonuna geldik bir sonraki incelemem yine kendi türünde efsane olan bir dizi olacak. Tarihi dizi arşivim çok geniş değil ama benim için bu kategorinin tartışılmaz birinci olan bir diziyle geri döneceğim :). Hoşçakalın...

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Küçük Bir Bilgi :)

Evet gençler bundan yaklaşık 2 ay önce incelemesini yaptığım She Was Pretty dizisinin uyarlaması olan bir dizi şu sıralar ATV de başlamak üzere. Seviyor Sevmiyor adlı dizinin ilk tanıtım fragmanı geçenlerde yayınlandı. Ancak belirtmek istediğim bir şey var ki karakter seçimleri gerçekten hoşuma gitmedi. Zeynep Çamcı için emin değilim ancak Yiğit Kirazcı karakteri bence hiç doğru bir seçim olmadı. Yani orijinal yapımdaki esas oğlumuzun o hafif şapşal sevimli havasını ben kendisinde göremedim. Ama tabi dizi bölümü yayınlanmadan da ön yargılı olmamak gerek.

Son yıllarda bu dizi uyarlamaları oldukça fazla olsa da genel olarak orijinal senaryo bittiğinde ve bizim senaristler devreye girip diziyi uzattıklarında tam bir facia ortaya çıkıyor (Bkz: İlişki Durumu Karışık, Kocamın Ailesi, Bir Aşk Hikayesi). Hele hele dizileri tam uyarlamadan sadece belli başlı konuyu ve sahneleri çeviren yapımlar var ki bunların başında da Kiraz Mevsimi geliyor. A Gentleman's Dignity gibi efsane bir diziyi saçma sapan şekilde kopyalayıp rezil etmeyi başarmış olması gerçekten ayrı bir başarı. Şu an hali hazırda uyarlanan Hayat Şarkısı adlı diziyi takip etmekteyim ama onun da orijinal versiyonunu  izlemediğim için ne kadar başarılı bir uyarlama olduğunu tam bilemiyorum. Bir çok uyarlama dizinin de istenilen başarıyı sağlayamadığından yayından kaldırılmışlığı da var (Bkz: Mayıs Kraliçesi, Günahkar). Yani ben bu uyarlama işlerini pek sevmiyorum aslında. Yani ilk bölümlerde evet orijinal senaryoyla birebir gidilsede sonuçta bizim dizilerin 16 veya 20 bölümde bitme gibi bir huyu olmadığından uzadıkça saçmalama moduna geçiyorlar. Ama yinede bunlar benim düşüncem tabi bizim versiyonlarımızı izlemeyi sevenler de muhakkak vardır. :)

Dream High

Evet biraz eskiye dönmeye karar verdim ve şöyle 5 yıl öncesinden, 2011'den bir seçme yaptım. Bilenler bilir Suzy'i Suzy yapan, Kim Soo Hyun'u Kim Soo Hyun yapan, hatta IU'yu IU yapan bu dizidir. Yine bir okul dizisi seçmişim sanırım seviyorum böyle dizileri :).

Dizimiz genel olarak 6 öğrenci ve 3 öğretmen ekseninde geçiyor ama yine okul dizisi olduğundan oldukça eğlenceli karakterler var. Bu dizimizin de 2. sezonu mevcut ancak benim için ne müzikleriyle ne kadrosuyla ne de konusuyla ilk sezonun yakınından, yöresinden geçemez. Biraz eski diye ön yargıda bulunmayın gençler sonuçta yakın geçmiş bir zaman olduğu için günümüzden çokta uzak değil :). Daha incelemesi yapılacak 2009, 2006 hatta 2004 yılına ait diziler var elimde :D. Neyse dizimize geçelim artık :).



Dizimiz müzikal eğitim veren bir lisede okuyan, okumaya çalışan, başarılı olmak için çabalayan öğrencilerimizi anlatıyor. Yani en yüzeysel haliyle böyle :D. Biraz daha açacak olursak, Kirin Sanat Lisesi adlı okul yeni öğrenciler almak için seçme yapar. Şarkıcı olmak isteyen öğrencilerimiz de bu seçmeye katılır ve maceraları başlar. Bu dizimizde esas kızımız kaba, umursamaz, kendinden başkasını düşünmeyen, kibirli ve bencil bir kızımızdır. Onun en yakın arkadaşı ise, esas kızımızı idolü olarak gören onun arkadaşı olduğu için bile çok mutlu olan hafif saf bir kızımızdır. Esas kızımız ailesinin tefecilere olan borcu yüzünden çok istediği klasik müzik eğitiminden vazgeçer ve modern müzik eğitimi için seçmelere girer. Arkadaşı olan saf kızımız da onunla aynı okulda olabilmek için seçmelere girer. Esas oğlan adayımız olan genç ise seçmelere giren arkadaşına destek olmak için yanında gelir. Biraz problemli ve kavgacı bir tiptir kendileri. Fazla kilolarıyla başı dertte olan diğer kızımız da seçmelere katılır ancak güzel sesinin yanında kötü bir görünüşe sahip olduğu için seçmeleri geçmeyi hiç ummaz. Yurt dışından gelen ve kendisine dans dehası diyen diğer oğlumuz ise kendinden emin bir şekilde seçmelere katılır. Diğer bir esas oğlan adayımız olan genç seçmelere katılmaz bile :). Sonuç olarak bu 6 gencimizin yolları bu okulda kesişir.

Dizimiz bir gençlik dizisi klişesi olarak; hayallerinizden vazgeçmeyin, pes etmeden çabalayın, hatalarınız olsada olsun yine de deneyin gibi mesajlar vermektedir. Yukarıda dikkatinizi çekmiştir esas oğlanımızın kim olduğu tam belli olmamaktadır. Yani ya senaryonun sürprizi kaçmasın diye ya da dizinin gidişatında diğer karakter çok sevildiği için yapılan bir değişiklikten dolayı esas oğlanın kim olduğunu ancak 15. bölümün sonunda anlıyoruz. Bir önceki yazıda bahsettiğim Dream High vakası bu oluyor işte :). Yani dizimizin kısaca ve spoilersiz olduğunu umduğum açıklaması böyle. 
Karakterlere geçelim ve her zamanın ki gibi bayanlar önden diyerek başlayalım :).






Go Hye Mi (Bae Suzy), kızımız esas kızımız olmaktadır. Yukarıda da kısaca bahsettiğim gibi kibirli, bencil ve kaba bir karakterdir. Önceden oldukça zengindirler ancak babasının iflasıyla her şeylerini kaybederler. Annesi ölen kızımızın babası da alacaklardan kaçmak için yurt dışına gider. Esas kızımız ve küçük kardeşi kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalırlar. Tefecilerle anlaşma yapan kızımız klasik müzik eğitiminden vazgeçer ve modern müzik eğitimi almak için okulun seçmelerine katılır. Amacı bir an önce ünlü olup babasının borçlarını ödemektir.  











Song Sam Dong (Kim Soo Hyun), oğlumuz köyde yaşayıp büyümüş, şehir hayatıyla hiç alakası olmayan, biraz saf biraz sevimli ama kafasına koyduğunu mutlaka yapan ve asla pes etmeyen biridir. Seçmelere katılmayıp müdürün özel öğrenciler sıfatıyla okula aldığı bir öğrencidir. Bu yüzden de kendisini ancak 2. bölümün sonunda görüyoruz :). Yaptığı bir çok şeyi kızımız Hye Mi için yapmaktadır o ayrı :).














Yoon Baek Hee(Ham Eun Jung), bu kızımız Hye Mi'nin yakın arkadaşı olan daha doğrusu öyle olduğunu sanan saf kızımızdır. Seçmelerde yaşanan bazı olaylar sonucu Hye Mi ile artık rakip daha da ötesi düşman olurlar. Karakter olarak Hye Mi'nin gölgesinde kalan ve araları bozulmasın diye onun her istediğini yapan biriydi. Ancak Hye Mi'nin acımasız yüzünü gördüğünde karakterinden başlayarak kedisini değiştiren biri oldu. 















Hyun Shi Hyuk - Jin Gook (Taecyeon), bu oğumuz ise diğer bir esas oğlan adayımızdır. Kendileri babasıyla yaşadığı sorunlar yüzünden gerçek adını kullanmaz. Çabuk sinirlenen, kavgacı ama sadık bir karakteri vardır. Aslında okula gitmek gibi bir amacı yoktur. Arkadaşına destek olmak için seçmelere onun yanında gelmiştir ancak sebep olduğu bazı olaylar nedeniyle seçmelerde müdürün dikkatini çeker ve o da okula özel öğrenci sıfatıyla alınır.














Kim Pil Sook(IU), kızımız ise fazla kiloları yüzünden sorun yaşayan kızımızdır. Oldukça güzel olan sesinin yanında maalesef ünlü olmak için uygun olmayan bir görüntüye sahiptir. Dizimizin en şeker karakteridir kendisi. İlerleyen bölümlerde büyük bir çaba ve aşkla :) fazla kilolarından kurtulur. Jason karakterine duyduğu karşılıksız aşk tabi buna en büyük etkendir.















Jason (Wooyoung), oğlumuz ise dizinin en dertsiz, tasasız, gamsız, kedersiz, yaptığı her şeyi eğlence için yapan karakteridir. aşırı kibarlığı yüzünden bazı yanlış anlaşılmalara sebep olsa da hoş biridir yani ;). Jason - Pil Sook çifti dizinin en sevimli çiftidir bana göre hele son bölümlerdeki aşk kuşları hali biraz iç bayabilir :). Jason ve Hye Mi arasında ki tatlı atışmalar da dizinin keyifli taraflarından biri.














Dizimizi ilgi çekici hale getiren oldukça fazla karakter olsa da  malum onların hepsini burada yazmam mümkün değil. Genel hatlarıyla dizimiz  böyle bir dizi. Dizimiz TRT Okul kanalında da Türkçe dublajla yayınlanmıştır. Ancak dublajın bütün dizi ve filmleri berbat etme gibi bir özelliği olduğundan ben dizimizi netten miss gibi alt yazısıyla izledim :D. Hoş, eğlenceli ve güzel bir gençlik dizisiydi. Sadece müzikleri için bile izlenebilecek bir diziydi hatta kendisi :D. Kısaca tavsiyem izleyin gençler pişman olmazsınız :).



Evet bir incelememizin daha sonuna geldik. Sınavlar nedeniyle bir süre daha incelemeye ara vereceğim ama umuyorum ki çok uzun bir ara olmayacak :). Neyse sonraki dizimizde görüşmek üzere hoşçakalın... ;)

17 Mayıs 2016 Salı

Who Are You: School 2015

Çook uzun bir aradan sonra, sonunda yeni incelememi yapabildim. Yine 2015'in güzel dizilerinden biri daha sizlerle :). Zamanında güncel olarak takip ettiğim ve yorumlar yüzünden dünya kadar spoiler yediğim bir dizidir kendisi. Konu bakımından sıradan gibi gözükse de 16 bölüm boyunca merakın ve heyecanın dinmediği güzel bir gençlik dizisiydi. İlk izlediğimde finaline sinirlensem de daha sonra aslında daha iyi bir final olmayacağını da kabul etmiş bulunmaktayım. Zira bir gençlik dizisinin finali daha iyi nasıl olabilirdi ki? Klişe bir şekilde 10 yıl sonrasına falan gidilip malum karakterlerin mutlu mesut yaşadıklarını görseydik daha kötü olurdu bence. Evet daha incelemeyi yapmadan finali yazmaya başladım :). 

Küçük bir dip not düşmek istiyorum dizimiz School serisinin 6. sezonudur. İlk sezonu 1999 yapımı olan ve nice efsane oyuncunun kariyerine ilk adımı attığı bir seridir (Bkz: Jang Hyuk, Ha Ji Won, Lee Dong Wook, Jo In Sung, Gong Yoo vb.).4. sezonu 2002 de yayınlandıktan sonra seriye 11 yıl ara verilmiş ve 2013 te School 2013 olarak 5.sezonu yayınlanmıştır.  Onun incelemesini de daha ilerleyen günlerde yaparım muhtemelen :). İlk 4 sezonu da izlemek isterim ama maalesef  bildiğim kadarıyla kaynak yetersizliğinden dilimize çevrilmedi. Neyse lafı uzatmadan incelemeye geçelim :).






Dizimiz genel olarak lise öğrencilerinin sorunlarını ve yaptığı tercihlerle hayatlarının nasıl değiştiğini bizlere anlatmaktadır. Baş rol olan kızımız dizide birbirinden ayrı büyüyen ikiz kız kardeşleri canlandırıyor. Asıl konu bu kızlarımız üzerinden gidiyor yani. Ayrı ayrı yetimhanelere verilen ikiz kızlarımızdan biri (Go Eun Byul) zengin bir aile tarafından evlat edinilip büyütülmüştür. Diğer kızımız ( Lee Eun Bi) ise yetimhanede büyümüştür. Lee Eun bi kızımız okulunda zorbalık gören ve herkes tarafından dışlanan, hakkını arayamayan sessiz bir kızımızdır. Daha doğrusu kendisine yapılanlara aynı şekilde karşılık vermeyen ya da o kişileri şikayet edip intikam almayan biridir. Go Eun Byul kızımız ise hakkını sonuna kadar savunan daha dişli ve daha güçlü bir karakterdir. Eun Byul kızımız bir ikizi olduğunu da onun hangi yetimhanede yaşadığını da bilmektedir ve kardeşine onu evlat edinen annesinin adıyla hediyeler göndermektedir. Eun Byul'un okuduğu okul bir gün Eun Bi'nin yaşadığı kente gezi düzenler ve olaylar başlar. Eun Bi kızımız kendisine yapılan zorbalıklara ve haksızlıklara dayanamayıp intihar eder, Eun Byul kızımız ise kimseye anlatamadığı bir sır yüzünden gezi sırasında ortadan kaybolur. Günler sonra kızlarımızdan biri hastanede bulunur ancak hafızasını kaybettiği için hiç bir şey hatırlamamaktadır ve Eun Byul olarak Seul'e döner. Oradaki hayatına uyum sağlamaya çalışırken geçmişten gelen hatıralarla kim olduğunu hatırlamaya başlar. Ancak bunu çevresinden saklayarak gerçeklerin iç yüzünü ortaya çıkarmaya çalışır.

Genel olarak basit ve klişe bir konu gibi gözükse de karakterlerin ve olay örgüsünün sayesinde dizi farkını ortaya koyar. Özellikle baş rol kızımızın yaşından büyük yeteneği sayesinde dizide gerçekten de iki farklı kız varmış gibi hissettik. Dizide ön planda olan oldukça fazla karakter var ama ben esas kızlarımızla alakalı olan karakterleri burada tanıtacağım. Malum okul dizisi olunca öğrencisinden öğretmenine hatta velisine dünya kadar karakter oluyor :).



 Lee Eun Bi (Kim So Hyun), kızımız yetimhanede büyümüş ve çevresindeki hiç kimseye zarar vermek istemeyen biridir. Başına gelen haksızlıklara katlanmak zorunda kalmış ama bunda da çok zorlanmış hatta en sonunda dayanamayıp intihar etmiştir.


Go Eun Byul (Kim So Hyun), kızımız ise rahat bir hayat yaşamış, ailesi tarafından çok sevilmiş ve bunun da etkisiyle oldukça güçlü bir karaktere sahip olmuştur. Kardeşinin aksine etrafında ki kişilere çok dikkat etmeyen en yakınları dışında kimseyi önemsemeyen bencil biridir. Kardeşine karşı duyduğu vicdan azabı sebebiyle ona gizliden gizliye hediyeler gönderip onu mutlu etmek ister ama gerçekleri açıklayabilecek kadar cesur değildir.




Han Yi Ahn (Nam Joo Hyuk), bu  oğlumuz ise yüzücüdür ve Eun Byul'un çocukluğundan beri arkadaşıdır. Hatta onu küçüklüğünden beri tek taraflı sever ama bunu ona söylemez.
Sakin ve ılımlı karakterinin yanında biraz da kinci bir oğlumuzdur. Aslında sevilmeyecek bir karakter olmasa da dizide ki Gong Tae Kwang karakterinin aşırı sevimli olup insanların dikkatini daha çok çekmesi sebebiyle biraz geride kalmıştır. Hatta baya bi anti fana da sahip olmuşur. Yanlış anlaşılmasın Joo Hyuk'tan  değil Yi Ahn karakterinden bahsediyorum :).



Gong Tae Kwang (Yook Sung Jae), bu oğlumuz işte dizinin en dikkat çeken karakteridir. Babasıyla birlikte yaşamaktadır ve aralarında oldukça büyük sorunlar vardır. Öyle ki babası okul müdürü olmasına rağmen oğlunu kimseye tanıtmaz, hatta sorunlu bir çocuk olduğu için ara ara onu akıl hastanesine yatırır. Sırf babasına inat sürekli sorun çıkaran hiç bir şey umurunda değilmiş gibi davranan biridir. Ancak oldukça yalnız olan da biridir. Eun Byul'un hafızasını kaybetmesinin ardından onunla yakın arkadaş olur. Hatta ona herkesten daha çok yardım eder.Kızımızın hafızasını kazandıktan sonra gerçekte kim olduğunu ilk kendisi bulur.  Her ne kadar kendisini sevsemde son 2 bölümde kendisine baya bi kızmış bulunmaktayım.




 Kang So Young (Jo So Hyang), bu kızımız ise dizinin kötü karakteridir. Eun Bi'ye zorbalık yapan hatta okuldan atılmasına sebep olan iftiraları atan kişidir. Bu kızımızın yüzüne bakmak bile sinirden çıldırmamıza yetmektedir yani :). Sinirlerime hakim olmak için kendisi hakkında fazla konuşmamayı tercih ediyorum :).






Evet dizimiz genel olarak böyle. Başta da dediğim gibi ilk izlediğimde sinirimi bozan bir finali olsa da düşününce yeterli ve olması gereken bir final olduğu kanaatine vardım. Son bölümlerde senarist kardeşlerin reytingleri yüksek tutmak amacıyla malum çifti çok ön plana çıkarmaları hatta izleyenlere hadi bir Dream High vakası daha yaşayalım dedirtmeleri sebebiyle finalden beklentilerimiz farklılaştı tabi. Ancak dediğim gibi burada asıl konu lise öğrencilerinin yaptıkları seçimlerle hayatlarının nasıl değiştiği, yaptıkları hataların sonucunda nasıl davranmaları gerektiği olduğu için çiftlere fazla takılmadan izleyin.


Yukarıda caps yaptığım dizinin son sahnesi, dizinin ana konusunu ve vermek istediği mesajı oldukça güzel anlatıyor.

Yani sözün özü diziyi izleyin gençler. Sadece müzikleri bile izlemeniz için yeter aslında :).



Bir sonraki incelemem de görüşmek üzere. Bu kadar uzun bir ara olmaz umarım, hoşçakalın :)....










4 Mart 2016 Cuma

She Was Pretty

Evet küçük bir değişiklikle ikinci olarak bu dizimizi incelemeye karar verdim. Aslında ilk düşüncem Hello Monster'di ama Chesee in the Trap final faciasından sonra insanı germeyen, sıkmayan, sonunda hüsrana uğratmayan, entrikası az, kahkahası bol bir dizi incelemek istedim. Bu yüzden 2015 yılının belki de en dertsiz, tasasız ve sevimli dizisini seçtim. Bu dizide bir Kore dizisinde alıştığımız ve mutlaka bulunması gereken bütün klişeleri bulabilirsiniz :). İkinci adam sendromunu dibine kadar yaşayabileceğiniz, romantik komedi türünde ki bir diziden bütün beklentilerinizi karşılayan bir yapım. Hele hele sonunda asla hüsrana uğratmayan bir dizi. Şu sıra takip ettiğim bütün yapımların finalini izledikten sonra gözüne fener tutulmuş tavşan gibi kala kaldığım için, finali güzel biten bir dizi benim önceliğim oldu. Hatırladım ve yine sinirlendim :Q. Neyse sözü çok uzatmadan diziye geçiyorum :).





Yukarıda da belirttiğim gibi dizimiz romantik komedi türünün klasik bir örneği. Konusu ise; çocukluklarında çok yakın olan iki arkadaşın yıllar sonra tekrar buluşması. Çok yüzeysel oldu ama spoiler vermemek için çok derine inmemeye çalışıyorum :D. Ama biraz daha açacak olursak; çocukluğunda silik karakterli öz güveni eksik bir çocuk olan esas oğlanımız ve kendinin tam zıttı, oldukça güzel, dikkat çekici, kendine güveneni yüksek bir çocuk olan esas kızımız yakın arkadaş olurlar. Hatta bir birlerinin çocukluk aşkı olduklarını da söyleyebiliriz. Ama yaşanan bazı olaylarla esas oğlumuz Amerika'ya gider. Esas kızımızın da babasının iflas etmesiyle başka bir yere taşınması gerekir. Sonuç olarak iki arkadaşın iletişimi tamamen kesilir ve görüşemezler. Yılar sonra esas oğlumuz, bir çok denemesinin ardından doğru e-posta adresini bularak esas kızımıza ulaşır. Görüşmeye karar veren çiftimizin birbirleri hakkında bilmedikleri şeyler vardır. Oğlumuz artık eskisi gibi, amiyane tabiriyle bir ezik değildir. Kızımızın da o eski halinden eser kalmamıştır. Buluşma yerine gittiklerinde esas oğlumuzun kızımızı tanımamasıyla işler biraz karışır. Esas kızımız çocukluğunda kahramanı olduğu arkadaşının hayallerini yıkmak istemediği için kendini ona göstermez. Başka bir buluşma ayarlar ve ona da her şeyiyle mükemmel olan ev arkadaşını kendi yerine gönderir. Sonuç olarak bir kere görüşüp daha görüşmeyeceklerdir. Ama kızımızın, esas oğlumuzla aynı şirkette çalışmaya başlamasıyla işler biraz değişir ve olaylar başlar :). Çok fazla açıklamayacağımı söylemiş olsam da biraz fazla derine indim. Ama yine de aşırı spoiler vermedim :D. Genel olarak olayların başlangıcı böyle. Karakter incelememizi yapacağım ama küçük bir bilgi vermek istiyorum. Ben burada esas dörtlünün karakterini kendimce tanıtacağım ancak dizide oldukça ilginç yan karakterler de mevcut. Hatta dizinin asıl komedisini üstlenen o yan karakterler. Esas karakterlerimiz biraz daha romantik ağırlıklı :). Her zaman ki gibi önden bayanlar diyorum ve esas kızımızla başlıyorum.




 Kim Hye Jin (Hwang Jung Eum), yukarıda da bahsettiğim gibi çocukluğunda oldukça dikkat çekici, güzel ve kendine güveni tam olan biriydi ancak zaman geçtikçe ve yaşanan bazı olaylar yüzünden durumunda oldukça değişiklik oldu. Kendine olan güveni dahil bir çok şeyini kaybetti. Ama yine de yaşamak için her şeyi yapan ve çabalamaktan vazgeçmeyen biri. Klasik bir romantik komedi karakteri aslında. Bu tarz esas kızları çok sevmiyorum ama izlenmez desem yalan olur :).





Ji Sung Joon (Park Seo Joon), bu oğlumuz çocukluğunda daha çok fiziksel görünüşü yüzünden içine kapanık olan, kimseyle pek arkadaşlık kuramayan, hatta küçük bir travma sahibi olan, elinde olsa görünmez olarak yaşayacak biriydi. Ancak büyüdükçe, Hye Jin'in aksine birşeyleri kaybetmeyen, daha çok kazanan biri oldu. Yani yine bir romantik komedi klişesi olarak mükemmel erkek profiline geçiş yaptı :). Ancak küçük bir kusuru var oda bir şeye çok fazla odaklandığında etrafını tamamen unutması. Yani elinde telefona bakarken yürüdüğünde bir kapıya çarpmaması imkansız  :). 






Min Ha Ri (Go Joon Hee), bu kızımız da Hye Jin'in çocukluğundan beri arkadaşı. Güzelliğiyle dikkat çeken biri. Ayrıca işinde de başarılı ve çalışkan bir kızımız. Yani bir çok yönden kusursuz. Ama yine de sahip olduklarıyla çokta mutlu olduğunu söyleyemeyiz. Bu yüzden Sung Joon' la bir kez buluştuktan sonra görüşmeme kuralına uyamadı. Kendisine dizide pek fazla kızdığımızı söylemem. En azından ben kendi adıma pekte sinir olmadım :). 









Kim Shin Hyuk (Choi Shi Won), evet bu oğlumuz da size ikinci adam sendromunu yaşatacak olan kişi. Her şeyi alaya alan biri gibi görünen ama içinde oldukça duygusal olan biridir kendisi. Hye Jin'le aynı şirkette editör olarak çalışır. Şirket dediğim kadın dergisi aslında :). Kendisi oldukça gizemli de birisi. Hakkında kimsenin pek bir şey bildiği yok :). 









Dizimiz genel hatlarıyla böyle. Başta da dediğim gibi germeyen, sıkmayan, insanı sıkıntıya sokmayan bir dizi. En önemlisi de sonunda beklediğinizi size veren bir dizi. Malum bir dizi ne kadar iyi olursa olsun finali sizi tatmin etmiyorsa hiç bir işe yaramıyor. Entrikası olmayan hatta çirkef ikinci kadın karakterin bile bulunmadığı, dertsiz tasasız bir dizi. Canınız sıkkınsa ve 16 bölümün sonunda yüzünüzde bir gülümsemeyle bilgisayar ekranına bakmak istiyorsanız kesinlikle izleyin :).



Sonraki incelemede görüşmek üzere hoşçakalın ;)...


27 Şubat 2016 Cumartesi

Cheese in the Trap


İlk incelememi henüz fırından yeni çıkmış, taze taze, finale son 2 bölümü kalan ve bu ara çok konuşulan bir dizi üzerine yapıyorum. Ben genelde yayını devam eden dizi izlemeyi pek sevmem, malum dizi 2 günde bitmezse içim rahat etmez, öyle hafta hafta beklemek pek benlik değil :).  Eğer bir diziyi yayınlanırken takip ediyorsam ya oyuncularını sevdiğim ve beklediğim bir yapımdır ya da o ara çok sıkılmışımdır. Bu diziye başlama nedenim can sıkıntısı olsa da beni başlamaya iten diğer bir durum da esas oğlanımız ;). Ancak ilk dört bölümden sonra izlemeye bir süre ara verdim ve yine can sıkıntısından geçen gün tam on bölümü birden izledim :D. Ve sonra dedim ki, iyi ki ara vermişim. Zira ben bu diziyi öyle hafta hafta beklerken çatlarmışım. Şimdi son 2 bölümü beklemek bile zor geliyor.Neyse incelememize geçelim :).




Dizimiz webtoon denen, internet mangası tarzında bir çizgi romandan uyarlama. Dizimizin konusu ise; iki yüzlü esas oğlanımızla, küçüklüğünden beri kendi ayakları üzerinde duran güçlü ve çalışkan esas kızımızın aşkı. Romantik komedi tarzında sevimli mi sevimli bir dizi. Esas oğlanın iki yüzlü oluşu olumsuz bir izlenim bırakmasın sizde, karakter incelemesinde kendimce karakter analizini yapacağım zaten :). Oğlumuzun bu değişik karakteri beni diziye çeken bir unsur.Esas kızımızın da öyle, bir Kore dizisi klişesi olarak saf salak bir karakter olmaması dizinin beni kedine çeken diğer bir özelliği. Üniversite öğrencileri olan aşıklarımızın öyle, aşk tesadüfleri sever şeklinde değilde daha çok kaçma kovalama şeklinde tanışmaları da oldukça ilgi çekici. İlk bölümü izlediğimde, esas çocuğu sevsem mi yoksa nefret mi etsem ikileminde kalmıştım ben. Neyse uzun lafın kısası dizimiz klasik romantik komedi dizilerindeki o mükemmel erkek profilini benim için yıkmıştır. Sorunlu bir karakteri izlemek bana oldukça ilgi çekici geldi. Esas kızımızın güvenme sorununun olması, izlediğimiz aşkın toplumsal değilde duygusal sorunlarına odaklı olmasını sağlıyor. Her ne kadar esas kızımızla esas oğlumuz farklı toplumsal seviyelere sahip olsada, klasik aile baskısından ziyade karakterlerin arasındaki gelgitleri ve duygusal kopmaları izlemek dizinin en çekici noktası bence.
Umarım fazlaca spoiler vermeden bu incelemeyi bitiririm. Bazen kendimi öyle kaptırıyorum ki dizide ki en can alıcı noktaları ağzımdan kaçırıyorum :).

Biraz da karakter incelemesi yapalım :). İlk önce bayanlar diyerek esas kızımızdan başlıyorum.

Hong Seol (Kim Go Eun), ailesinin en büyük çocuğu olan ve küçüklüğünden beri ailesinin gözünde erkek kardeşinin gerisinde olan(sevilme olarak), hep kendi ayakları üzerinde durmak zorunda kalmış ve bunun sonucunda oldukça çalışkan ve güçlü bir karaktere sahip olmuş kızımız. Kimsenin yardımını almadan her işini kendi yaparak yaşadığı için insanlara güvenmekte zorlanan ve kimsenin yardımını almaya alışmak istemeyen de biri ayrıca. Güçlü bir karakter olsa da yapmak istemediği şeyleri yapmak zorunda kalan da biri. Yani çoğumuz gibi hayır diyemeyen biri. İlginçtir ki hayır dediği kişinin Yoo Jung olması, onun Yoo Jung tarafından keşfedilmesine sebep olur. :)


Yoo Jung (Park Hae Jin); dışarıdan bakıldığında yakışıklı, başarılı, çalışkan, zeki, kibar, yardım sever ve duyarlı biri gibi görünse de içinde oldukça sorunlu bir karakter. Kendisine hedef olan birini satranç oyununda ki gibi akıllıca stratejileriyle oyun dışı bırakan bir karakter. Etrafında ki insanları iyice gözlemleyip açıklarını ve zayıf notalarını keşfeden yeri gelince de oradan saldıran biri. Yanlış anlaşılmasın kendisinin direkt saldırdığı kişiler çok azdır :). Genellikle çeşitli oyunlarla başka insanları piyon gibi kullanıp onların vasıtasıyla saldıran biri. Böyle anlatınca tam bir pislik gibi oldu ama işin iç yüzü pekte öyle değil. Ona hedef olan kişiler genelde etrafına özellikle Seol'e zarar veren kişiler. Bu tabi ki yaptıklarını haklı çıkarmaz ancak sonuçta kimseye iftira atıp onları suçlayan şeyler yapmıyor. O kişilere yine onların yaptığı yanlışları ortaya dökerek ceza veriyor. Ve en tehlikelisi ise bu yaptığının yanlış bir şey olduğunu düşünmemesi. Yani sen bunu hak ettin bende seni cezalandırdım mantığında. Her şeyi planlayan kişi olmasına rağmen hiç bir ilgisi yokmuş gibi olaylardan sıyrılması ise en hayret verici kısmı. Şimdi yiğidi öldür hakkını yeme :), yaptıkları teoride yanlış olmayan ama pratikte oldukça yanlış gözüken şeyler olmasına rağmen, bu kadar akıllıca planlar kurmasını da tebrik etmek gerek. Ama bu yönünü keşfeden biri oldu sonunda. Tabi ki esas kızımız. :D İşte Yoo Jung'un hedef oklarını üzerine çekmesinin sebebi de bu oldu. Öyle tatliş sevimli bir aşkla başlamadı ilişkileri. Sevgili Jung'umuzun akıl erdiremediğimiz planlarıyla başladı. :D Neyse o kadarını da izleyip görün. Sonuç olarak Yoo Jung dışında mükemmel, içinde iki yüzlü, ama özünde sıkı sıkı sarılıp bağrınıza basmak isteyeceğiniz bir insan :).


Baek In Ho (Seo Kang Joon), bu karakterimiz olduğu gibi görünen, oldukça serseri ama bir o kadar da sevimli biri. Düşündüğü şeyleri olduğu gibi söylemesi genelde başına iş açılmasına neden oluyor. Kibarlıktan nasibini pek almadığı için yaptıkları ve söyledikleri yüzünden sevildiği pek söylenemez. Jung'umuzla ortak bir geçmişe sahipler. Zamanında aralarında yaşanan bazı olaylardan ötürü In Ho'nun hayatında oldukça büyük bir değişiklik oldu. En azından In Ho bu durumdan Yoo Jung'u sorumlu tutuyor. Jung'umuz ise her zamanki gibi başına gelenlerden sen sorumlusun havasında. Hangisinin haklı olduğuna izleyince siz karar verirsiniz artık :). Sonuç olarak bu karakterimizle  Jung'umuz kanlı bıçaklı düşmanlar. Hele In Ho ile Seol'un yollarının bir şekilde kesişmesi bu düşmanlığı iyice körüklemiş oluyor.


Baek In Ha (Lee Sung Kyung), evet dizinin belkide tabiri caizse en yırtık karakteri. Kendisinden çok fazla haz etmiyorum ama nefret ettiğimde söylenemez. Bazı durumlarda işe yarayan biri :). Bu kızımız adından da belli oldu olduğu gibi In Ho'nun ablası. Para ve alışveriş delisi, oldukça da yüzsüz bir hanım kızımız. Hanım dediysem lafın gelişi tabi :D. Diziyi izlerken kendisine dilimizden seçme, güzide laflar sıralayacağınızdan eminim. Bu arada bu kızımız Jung'umuzun bir numaralı gönüllü piyonu. Haddi olmayarak kendisine hafif göz koymuş durumda.


Jang Bo Ra (Park Min Ji), bu hanım kızımızda Hong Seol'un okuldan en yakın arkadaşı. Hafif şımarıkvari bir karakteri olsa da sevimli bir tip olduğu söylenebilir. Seol'un hakkını aramasında kendisine oldukça yardımcı, biraz da fişekçi olan bir kızımız ama olsun.








Kwon Eun Taek (Nam Joo Hyuk), bu bey oğlumuz da Bo Ra kızımızın peşinden ayrılmayan bir şahıs. Bu sayede Seol ilede arkadaş olurlar. Karakteri hakkında söylenecek çokta bir şey yok, normal bir insan kendisi :).






Evet dizimizin genel olarak incelemesi böyle. Biraz da kendimce bazı eklemeler yapmak istiyorum. Dizinin beni kendine çeken yönlerinden bahsettim, bu özelliklerinden dolayı oldukça farklı olduğunu düşünüyorum. Hele bir de birbirine oldukça benzeyen dizilerden sonra böyle farklı bir dizi izlemek iyi oluyor. Henüz dizimizin finali yayınlanmış değil ama umarım senaristler finalde ters köşe yapacağız diye güzelim diziyi batırmazlar. Zira bu şekilde heba olan çok dizi izledim. Şu sıralar Park Hae Jin ile yapım ekibi arasında olan bazı sorunlardan dolayı son bölümlerde ki sahnelerinde oldukça kesilmeler olmuş. Umarım ki bu olaydan dolayı dizimizin sonunda hüsrana uğramayız. Yine de her şeye rağmen keyifle izlenecek bir dizi. Şu sıralar izleyecek farklı bir şeyler arıyorsanız bu diziye bir göz atın derim. Pişman olmazsınız.



Şimdilik hoşçakalın. Sonraki incelemede görüşmek üzere ;)...